Geçtiğimiz hafta İngiltere'nin başkenti Londra'daki büyük bir travma merkezinin çalışmasında; travma başvurularının yarı yarıya, izole uzuv yaralanmalarının yüzde 19, cerrahi uygulamaların da üçte bir oranında azaldığı belirtilirken, kalça kırığı vakalarındaki yüzde 11'lik artışa dikkat çekildi… Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Adnan Bağrıaçık, Türkiye'de de benzer bir tablo olduğunu belirterek, bu konuda şunları söyledi:

HANGİ SORUNLAR ARTTI?

Pandemi sürecinde osteoporoza (kemik erimesi) bağlı kırıklar, kendi kendini tedavi etmeler ve gelişigüzel ağrı kesici kullanımı çok arttı. Osteoporoz ileri yaş hastalığı olarak bilinse de hareketsiz hayat tarzının da bir sonucudur. Kemiklerin yapım için uyarılması, bunun için de yük alması gerekir. Yani yürüyüş yapılmalı veya ağırlık çalışılmalıdır. Osteoporoz riski yüksek olan yaşlılarımız pandemi döneminde gelen yasaklamalar ve korunma arzusuyla maalesef iyice hareketsizleşti. D vitamininden de yoksun kalan kemikler iyice zayıflamaya, erimeye başladı. Bütün bunların sonucunda şu anda ortopedi ve travmatoloji kliniklerinin yarısı osteoporotik kırıklarla doldu. Özellikle kalça, el bileği ve omurga kırıkları ön planda. Bu soruna karşı kalsiyumdan zengin beslenme, D vitamin seviyesi ölçümü sonrası takviye ve olmazsa olmaz yürüyüş – hareketlilik şart…

BU HATAYI YAPMAYIN

Pandemi döneminde hareketsizliğin ciddi boyutlara ulaşması tüm kireçlenme (artroz) vakalarının sayısını, ağrısını ve şiddetini de artırdı. Evden çıkamayan insanlar kendi kendilerini tedavi etmeye çalıştı. Bu tedavide gelişigüzel ağrı kesici kullanıldı. Maalesef geçici olarak uyuşturmaktan başka bir işe yaramayan bu ilaçlar karaciğer ve mide düşmanı olabilecekleri gibi, kalp krizine, felce ve tansiyon yükselmesine sebep olabilir.