Kilimli ilçesi Bölüm Mahallesi’ndeki kaçak kömür ocağında 30 Ocak 2020’de meydana gelen göçükte, işçiler Sebahattin Kalaycıoğlu ve Murat Ovaz göçük altında kaldı. İki işçinin cansız bedeni, olaydan 25 saat sonra ocaktan çıkarıldı.
Kaçak maden ocağının 12 Kasım 2019’da mühürlendiği, ancak tekrar üretime açıldığı tespit edildi. Olayın ardından tutuklanan ocak sahibi O.A., 10 ay sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Hatice Kalaycıoğlu, “Bu olay olalı 10 ay oldu. 10 ay sonra cezaevinden çıktı. Yalan tanıkla dışarı çıkmış. Oğlumun o gün işe gitmediğini, kömür çalmaya gittiği yönünde ifade vermiş tanıklar. Geçen hafta evime geldi ocak sahibi. Bana, ‘Çıkmam için yalan söylemek, böyle demek zorundayız’ dedi. Ben daha ne diyeyim. Hiçbir annenin yüreğine evlat acısı düşmesin” dedi.
‘OĞLUMUN ŞAPKASIYLA AVUNUYORUM’
Eşi Cemil Kalaycıoğlu’nun da 21 yıl önce kaçak ocakta öldüğünü söyleyen Hatice Kalaycıoğlu, oğlunun da babasıyla aynı kaderi paylaştığını anlattı. Eşinin 3 gün sonra çalışmayı bırakacakken göçükte kaldığını ifade eden Hatice Kalaycıoğlu, şöyle konuştu:
* 21 yıl sonra da oğlum kaçak ocakta kaldı. Eşiminkine alışayım derken yavrum gitti. Bunun acısı onu ona katladı. Benim gecem gündüzüm artık yok. Ben yaşayamıyorum. 7 yaşında çocuğu var. Bana, ‘Babaanne içim yanıyor’ diyor. Annesine ‘babam ocağa gitti gelecek diye hayal kuruyorum.
* Sen de hayal kur’ diyormuş. Ben ona dayanamıyorum. ‘Ben babamı çok özledim’ diyor. O gün işe giderken giydiği şapkasını yıkamadım, saklıyorum. Gelirdi, bana sarılırdı. O kokusu şapkasında. Ben kokusu gitmesin diye şapkasını poşette saklıyorum. Günde iki üç kere kokluyorum, öyle avunuyorum. Ona ‘artık gitme yeter’ dedim. O da ‘kar yağsın, o zaman bırakacağım’ dedi. O kar yavrumun üzerine yağdı.
‘TORUNUM AYNI KADERİ PAYLAŞMASIN’
Hatice Kalaycıoğlu, eşi ve oğlundan sonra özel ocakta işe başlayan 23 yaşındaki torunu için yardım istedi. Üçüncü acının yüreğini kaldıramayacağını ve torununa ocak dışında bir iş verilmesini isteyen Hatice Kalaycıoğlu, “Şimdi torunum da ocakta çalışıyor. Ben burada can çekişen hasta gibiyim. Allah aşkına Zonguldak neden böyle? Bu gençlerin hali ne olacak? Torunumda ceylan gibi. Buna olsun ömür boyu ekmek yiyebileceği bir ekmek kapısı olsun. Ne olur ocak olmasın. Benim ocaklardan bağrım yandı. Ocakta çalışmasını istemiyorum. Kaderi aynı olmasın. Ben anne olarak artık bittim. Bir evlat kaç yılda büyüyor. Benim yavrum ocaklarda ne hale geldi. Ne olur torunumu kurtarın” diye konuştu.