Temmuz 2021’de TBMM’de kabul edilen Turizm Teşvik Kanunundaki değişikliklerle Kültür ve Turizm Bakanının ‘tek adam’ yetkileriyle donatıldığını hatırlatan Budak şöyle konuştu:
“Lara plajındaki üç plaj işletmesinin sözleşmeleri feshedilerek, taşınmazları tahliyeye zorlanması, turizm sektörünün nasıl Kültür ve Turizm Bakanı’nın keyfine göre yönetildiğini göstermektedir. Bakan ne yapılmış sözleşmeleri ne de yürürlükte olan mevzuatı ciddiye almıyor. Hazine taşınmazlarının tahliyesine yönelik mevzuat, mevsimlik iş döneminin dikkate alınacağını açıkça belirtmesine rağmen, tam turizm sezonunun ortasında plaj işletmeleri tahliyeye zorlanıyor. İşletmeler yargıya başvurarak tahliyeye karşı yürütmenin durdurulması kararı alıyor, Bakanlık bir şekilde bastırarak bu kararın da değişmesini sağlıyor. Bakanın hukuk tanımaz, ‘ben yaptım, oldu’ anlayışı devlete olan güveni temelden sarsıyor. Kendi Bakanlığı tarafından 15 Mayıs- 15 Ekim tarihleri arasında Antalya’da ilan edilmiş inşaat yasağı olmasına rağmen, Bakanlık Lara’daki günü birlik tesis inşaatına devam ediyor. Kendi koyduğu yasağı bile uygulamayan Kültür ve Turizm Bakanı’na turizmci nasıl güvensin?
SERİK’TE 500 BİN LİRA RÜŞVET
Daha önce Serik’te ortaya çıkan 500 bin lira rüşvet skandalı da Bakanın Kadriye ve Belek Plajlarında ısrarla günü birlik tesis alanı yapmak istemesi nedeniyle ortaya çıkmıştı. Kültür ve Turizm Bakanı, kendi tahsisinde bulunan plajları, Bakanlığa tahsis etmek istemeyen AKP’li Serik Belediye Başkanını plaj işletmelerinden 500 bin lira rüşvet almakla itham etmişti. Bakan günü birlik tesis alanı projelerine o kadar çok kendini adamış ki keyfi uygulamalarına karşı çıkan AKP’li Belediye Başkanını rüşvetle suçlayabilecek kadar gözünü karartmış. O rüşvet skandalının da bir şekilde üstü örtüldü”
Budak, önergesinde şu soruların yanıtlanmasını istedi:
“Söz konusu taşınmazlar üzerinde bulunan üç plaj işletmesi, 2026 yılına kadar sözleşmeleri olmalarına rağmen neden tahliye edilmektedir? Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelikte mevsimlik faaliyet döneminin dikkate alınacağına dair açık hüküm olmasına rağmen, turizm sezonunun tam ortasında bu işletmelere neden en azından sezon sonuna kadar süre verilmemektedir? Geçtiğimiz iki yılda pandemi kaynaklı bu işletmeler son derece zor günlerden geçmişlerdir. Söz konusu plaj işletmelerinin sezon ortasında yaşayacakları mağduriyetin giderilmesine yönelik herhangi bir önlem alınacak mıdır? Söz konusu bölgede Bakanlığınızın uygulamaya koyduğu inşaat yasağı olmasına rağmen, Bakanlık günü birlik tesis inşaatı faaliyetlerine hangi gerekçelerle devam etmektedir? Mart 2019 yerel seçimleri öncesi Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmiş ancak Bakanlığınızın kullanımı amacıyla Belediye’ye yapılan tahsisin iptal edilmesini talep ettiğiniz başka taşınmazlar var mıdır?