Mahalle Buluşmaları’na devam eden Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, dün Altınkum Mahallesi’nde vatandaşlar ile bir araya geldi. Vatandaşları dinleyen Esen, gelen talepleri tek tek not ederek çözüme kavuşturulması için ilgili birim müdürlerine iletti. Halktan uzak ve insanların sorunlarına kulak tıkayan siyasetçilere geçit verilmemesi gerektiğini kaydeden Başkan Esen, siyasetçiler için en tehlikeli şeyin seçildikten sonra etraflarında oluşan mutluluk çemberi olduğunu söyledi. Görev insanı ile kutsanmış insanın birbirinden ayırt edilmesi gerektiğinin altını çizen Esen, klasik bir belediye başkanı olmaktan uzak durduğunu dile getirdi. Seçildikten sonra kapısına gelen makam arabasını istemediğini belirten Esen, işe kendi arabasıyla ve tek başına gittiğini söyledi. Bazı ezberlerin bozulması gerektiğini ifade eden Esen, sözlerine şöyle devam etti: “Ezberleri yıkmak lazım. Maydanoz aldığım manav bile değişmedi. İşte öyle olursa halkın ne istediğini görebiliriz. Etrafımda bir mutluluk halkasının oluşmasına izin vermedim. Hangi görevde olursam olayım oluşturtmayacağım. Kutsanmış siyasetçi modelinden de Türkiye’nin bir an önce kurtulması gerekiyor. ‘Biz halkın hizmetkarıyız’ deyip de son model arabalarla beş altı adamla gezen siyasetçi olmamalı. 30 yıl boyunca koltuktan kalkmayan siyasetçilerden olmayacağım. Bu memlekette bir sürü insan yetişiyor. O kadar parlak gençler var ki. Zamanı geldiğinde o gençlere görevi bırakmak lazım. Bir insan 30 yıl boyunca aynı heyecan ile o işi yapamaz. Seçmeyin. 30 yıl duran siyasetçiyi seçmeyin.”
“BUĞDAY ARAMAYA GELMEDİM”
Siyasetin görünen yüzünün yanı sıra görünmeyen bir yüzünün de olduğunu ifade eden Başkan Esen, siyasetin hırs ve ihtiraslarla dolu yüzüyle ilgilenmediğinin altını çizdi. Siyasetçilerin hesap verebilir ve şeffaf olması gerektiğini dile getiren Esen, bir vatandaşın ‘Sizi bize önyargılı tanıttılar ama sizi Öğretmenevleri mahalle buluşmasında dinleyince önyargımızdan döndük’ sözlerine karşılık şöyle devam etti; “Siyasetin bir görünen yüzü bir de görünmeyen yüzü var. Ben görünmeyen yüzü ile ilgilenmiyorum. Öyle yüksek hırslarım yok. Allah’a şükür ben bu göreve gelirken buğdayı ambara koyup da geldim. Burada buğday aramıyorum. Benim birinci, ikinci, üçüncü, yedi yüz yetmiş yedinci derece akrabalarımın mal varlığını da isteyen herkese yıl yıl vermeye hazırım. Bu göreve gelirken Konyaaltı ilçesinde görev yaptığım yerde ne ben ne de hiçbir akrabam otuz santimetre kare bile yer almayacak dedim. Sözümüzde de duruyoruz. Çok şükür, bizim bize yetecek kadar buğdayımız var. Birçok şey söylerler ama bu görevler çok uzun olmayan süreler ile heyecanla yapılır. Sizden sonra gelen heyecanlı birine devredilir. Bizi önyargılı tanıtanlara selam söylüyorum. Daha çok çalışsınlar.”
ÖZGÜRLÜK İÇİN CUMHURİYET
Bir vatandaşın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Başkan Esen’in ‘Yolumuz Cumhuriyet’ sloganını beğendiğini belirtmesi üzerine Esen, içi boşaltılmış ve sadece bir terimden ibaret olan ‘Cumhuriyet’i istemediklerini kaydetti. Başkan Esen, özgürlüğü, adaleti ve refahı içinde barındıran cumhuriyet istediklerini belirtti. Birçok ülkenin isminde cumhuriyet yazdığını ancak buna karşılık gelen bir yönetim anlayışı olmadığına değinen Esen, bir ülkede ‘ben yaptım oldu’ diyen siyasileri denetleyecek bir mahkeme yoksa orada cumhuriyetten bahsetmenin mümkün olmadığını kaydetti.
Denetim sisteminin şart olduğunu ifade eden Başkan Esen, şöyle konuştu; “Eğer özgürlük yoksa cumhuriyet yoksa bunu istemiyoruz. İçi boş bir cumhuriyet istemiyoruz. İçi dolu cumhuriyet istiyoruz. Hiçbir zaman bundan vazgeçmeyeceğiz. Şunu çok iyi biliyoruz, birbirini denetleyen kurumların olmadığı ülkelerde, yani ‘ben yaptım oldu’ diyen siyasetçiye ‘yapamazsın’ diyen mahkemenin olmadığı ülkelerde, ne huzur ne refah ne de özgürlük olur.”