Boyun kitleleri, boynumuzun ön ve yan taraflarında oluşan şişlikleri ifade eder. Bu kitleler çoğunlukla tedavi ile ya da kendiliğinden geçseler de nadiren çok önemli hastalıkların belirtileri olabileceklerinden dikkate alınmalı ve incelenmelidir.
Kitle Ne Kadar Süredir Var?
Kitlelerin oluşum süresi önem arz eder. Kitle, 2-3 gün ila 2 hafta içinde yeni oluşmuşsa çoğunlukla bir enfeksiyona bağlıdır ve tedavi ile ortadan kaldırılır. Eğer ki kitle 1 ay ila 1 yıl arasındaki sürelerde boyunda mevcutsa, incelenmeli ve duruma önem verilmelidir. Bir kişi de boyun kitlesi 2-3 yıldan beri varsa incelenmelidir ancak bu şartlarda iyi huylu karakterde olması daha muhtemeldir.
Ağrı Yapmayan Kitlelere Dikkat!
Boyun kitlelerinde dikkat edilmesi gereken bir diğer özellik kitlede ağrı ve yüzeyindeki ciltte kızarıklık olup olmamasıdır. Ağrı ve kızarıklık enfeksiyon lehine bir bulgudur. Bu tür kitleler antibiyotikle tedavi edilebilirler. Ancak sert, ağrısız, çevre dokulara yapışık, hareket ettirilmesi zor kitleler daha büyük bir dikkatle incelenmelidirler.
Boyun Kitlelerinde Lenfoma Riski…
Boynunda kitle bulunan hastaların yaşı da tedaviye karar verme sürecinde önem taşır. 0-14 yaş arasındaki hastalarda mevcut olan kitlelerin çoğu enfeksiyona bağlı ya da iyi huylu kitlelerdir. Bu yaş grubunda araştırdığımız ve şüphelendiğimiz hastalık lenfomadır. Bu hastalığın dikkate alınması gerekir. Ancak lenfoma olarak teşhis edilen hastalık, boyun kitlelerinin çok az bir oranını oluşturur, yani vakalarda pek nadir rastlanır ve en önemlisi de çok başarılı şekilde tedavi edilebilir. 14-40 yaş arasındaki hastalardaki kitlelerin de çoğu enfeksiyona bağlı ve iyi huylu kitlelerdir. Ancak hastanın yaşı 40’ın üzerindeyse ve kitle 3 haftadan uzun süredir varsa, antibiyotik tedavisine yanıt vermiyorsa, incelenmeli çeşitli ek tetkikler yapılmalıdır. 40 yaş üzerindeki hasta grubunda kötü huylu kitleler, 40 yaş altında olan kişilere oranla daha sık görülür.” yorumunda bulundu.
Boynunda Kitle Fark Edenler Ne Yapmalı?
Öncelikle endişelenmemelisiniz, çünkü bu kitlelerin çoğu çok kötü sonuçlar doğurmaz. Ancak böyle bir durumu ihmal etmek ilerideki tedavi sürecinde problemler yaratabilir.
Bir KBB uzmanına başvurmanız durumunda, hekiminiz size ayrıntılı bir muayene yaparak; kulağınızı, burun ve ağız içinizi ve ses tellerinizi inceler. Ayrıca yüz ve saçlı deride cildinizde ve dişlerinizde bir problem olup olmadığına bakar. Boynunuzdaki kitlenin boyutlarını, sertliğini hareketini inceler. Sizden boyun ultrasonografisi, farklı görüntüleme incelemeleri ve bazen de kan tahlilleri ister. Bunların sonuçları ile bir teşhise ulaşamamışsa, çoğunlukla “ince iğne aspirasyon biyopsisi” denilen; kitlenin içine ince bir iğne ile girilerek çok basitçe tanıya ulaştırabilen bir tetkik isteyebilir. Bazı durumlarda ise direkt biyopsi ya da kitlenin çıkarılmasını önerebilir.
Boyun Kitleleri Şah Damarı Tümörünün Habercisi Olabilir!
Şah damarı yani karotis damarı boynun her iki tarafında yer alır ve beyne kan götüren ana damardır. Bu damar boynun üst tarafında iki dala ayrılır. İşte tam bu noktadaki hücrelerden bazen bir tümör kaynaklanır ve büyümeye başlar. Bu tümörün özelliği çok damarlı bir yapı içermesidir. Tümör bazen iki taraflı olarak boynun iki tarafında oluştuğu gibi, bazen de vücudun başka bölgesindeki bir tümöre eşlik eder” sözlerini ifade etti.
Ameliyatı Dikkat İsteyen Oldukça Zorlu Bir Ameliyattır!
Şah damarı tümörleri, bazı maddeler salgılayarak hormonal dengesizlikler yaratabilir. Bu tümörler giderek büyürler. Boynun sağ ya da sol tarafında tam boynun orta bölgesinde; sert, üzerine bastırınca nabız hissi alınan, sağa sola hareket ettirilebilen ancak yukarı aşağı hareketi mümkün olmayan kitlelerdir. Bu kitlelere biyopsi yapmak kanama nedeniyle ölümcül sonuçlara yol açabilir. KBB uzmanları bu riski bildiklerinden biyopsi yerine ilk olarak ultrason, MR ya da MR anjiyografi ile görüntüleme yapılmasını isterler ve sonuca göre teşhis konur.
Kitlenin mutlaka cerrahi olarak çıkarılması gerekir. Ancak şahdamarı komşuluğu nedeniyle bu çok dikkat isteyen zorlu bir ameliyattır ve tecrübeli bir KBB Cerrahı tarafından yapılmalıdır.
Ameliyat öncesinde ameliyattaki kanamayı azaltmak için anjiyografi yapılarak kitleye giden kan akımı azaltılabilir. Bir kez daha altını çizmek gerekir ki, bu tür tümörler daha önce de değindiğimiz gibi çok nadir olarak görülürler.