Somalı madencileri İçişleri eylemlerini durdurdu
, 17 Kasım 2020 00:472014'ten bu yana ödenmeyen maaşları ve tazminatları için Ankara'ya yürüyen Soma ve Ermenek maden işçilerinden oluşan bir heyet dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştü. Madenciler, Soylu'nun 15 Ocak'a dek çözüm sözü verdiğini ve eylemi o tarihe kadar eylemi durduklarını açıkladı.
2014'ten bu yana ödenmeyen maaşları ve tazminatları için Ankara'ya yürüyen Soma ve Ermenek maden işçilerinden oluşan bir heyet dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştü. Madenciler, Soylu'nun 15 Ocak'a dek "çözüm sözü" verdiğini ve eylemlerini o tarihe kadar eylemi durduklarını açıkladı.
Bağımsız Maden İş Sendikası, Soylu'nun en kısa sürede ödenmeyen tazminat ve maaş sorununu çözeceğine dair söz verdiği ve "Bana Ocak ayının 15'ine kadar süre verin. Ben söylüyorum. Bu süreye varmadan mutlaka bir çözüm üreteceğiz" dediğini aktardı.
Soylu'nun ayrıca Ermenek maden işçilerinin işten çıkarılma ve eksik maaşlarıyla ilgili sorununun çözülmesiyle ilgili Karaman Valisi Mehmet Alpaslan Işık'ı arayarak iki gün içinde çözüme kavuşturulmasını söylediği ifade edildi.
Bugün Ermenekli madenciler ve Vali Işık'ın toplantı yapması bekleniyor.
Öte yandan madenciler Ocak ayının 15'ine kadar süreci aktif bir şekilde takip edeceklerini ve çözüm gerçekleşmezse 16 Ocak'ta tekrar Ankara yürüyüşüne başlayacaklarını ifade ediyor.
'Süleyman Soylu bizlerin huzurunda namus ve şeref sözü verdi'
Soma meydanındaki basın açıklamasında konuşan sendika temsilcisi Kâmil Kartal, "2014 katliamından sonra maden işçilerinin derdi, sıkıntısı bitmedi. Hemen ardından binlerce insanı sanki katliam olmamış gibi açlıkla terbiye etmeye çalıştılar. Soma'da son 7 yılda 4 bine yakın emek vermiş, alın teri dökmüş, ciğerlerini çürütmüş insanlarımızın hak ettiklerini bir türlü vermediler" diyor.
Maden işçisi İdris Sarıkaya, "Bir avuç işçi olarak bu işi başardık" diye anlatıyor:
"Bu olayın çözümüyle ilgili verilen sözler yerine getirilmedi. Bu konuda duyduğumuz rahatsızlığı, yıllardan beri uğradığımız haksızlığı dile getirdik. Haklı olduğumuz gün yüzüne çıktı ve bu sorunun çözülmesiyle ilgili Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bizlerin huzurunda namus ve şeref sözü verdi. Ve biz bir avuç işçi olarak, bu işi başardık."
Çalışırken meydana gelen kazada iki gözünü kaybeden ama 14 yıldır Uyar Madencilik'ten tazminatını alamayan işçi Ali Kandemir ise Bağımsız Maden İş Sendikası'na teşekkür ediyor:
"12 Ekim'den beri mücadele veriyoruz. Biz bu yola kazanacağımızı bilerek çıktık çünkü sendikamız işçinin hakkını veren bir sendika. Artık sarı sendikayı değil bu sendikayı desteklemek, Soma'da yaşatmak biz işçilere düştü" diyor.
Geçmişte hükümet yetkilileri ve AKP'li siyasetçiler aracılığıyla yürüyen müzakere sürecinde tazminat haklarının ödeneceğine dair başka sözler de verilmişti.
Ağustos ayında mücadeleye başlayan Somalı madenci heyeti ilk olarak Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürü ile Ankara'da görüşme yapmış, genel müdür ise konunun kendi yetki alanı dışında olduğunu aktarmıştı.
Daha sonra heyet, AKP Grup Başkan Vekili ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Özlem Zengin ile TBMM'de bir görüşme gerçekleştirmiş ve Zengin sorunu çözmek için on gün süre istemişti.
Madenciler sürenin dolduğunu belirterek tekrar yürüyüşe geçmiş ancak kolluk güçleri tarafından yolları kesilmiş ve gözaltına alınmışlardı.
Sonrasında önce Manisa Valisi'yle, ardından Ankara'da İçişleri ve Enerji Bakan Yardımcılar ile görüşme gerçekleştirilmişti.
Mücadelede sona gelindi mi?
Soma ve Ermenekli madencilerin tazminat hakkı için verdikleri mücadele geçen yıla dayanıyor.
Geçen yıl bu zamanlarda işçilerin 33 günlük eylemi sonucu Türkiye Kömür İşletmeleri'ne hizmet alımı sözleşmesiyle çalışan 2 bin 200 Eynez işçisinin ödenmeyen hakları ödendi.
Madenciler Mayıs sonunda yeniden eyleme geçti ve bu kez Temmuz ortasında çıkarılan yasa ile Soma Holding'e bağlı rödovans sözleşmesiyle TKİ'ye çalışan Atabacası, Işıklar, Geventepe işçilerinin ödenmeyen hakları ödendi.
Ancak Uyar Madencilik işçileri yasa kapsamının dışında tutulduğu için Soma ve Ermenek'teki Uyar Madencilik mağduru işçiler Ağustos ayında yeniden eyleme geçti.
Son mücadele süreci bugünkü basın açıklamasında şöyle özetlendi:
"12 Ekim'de Ankara yoluna çıktık. Uyar Maden işçileriyle aynı yoksulluk içinde haksızlığa uğramış, açlık, geleceksizlik, belirsizlikler içinde kıvranan emekçi halkımıza derdimizi anlatmak, korkan elleri korkusuz kılmak, susan dilleri konuşturmak, görmeyen gözleri görür yapmak dışında yolumuz yok dedik. Zaten yaşamıyoruz ki ölümden korkalım diyen bir madenci birliğiyle yollara düştük.
"Daha ilk adımda Soma meydanında yüzlerce kolluk gücü tarafından iki saat fiilen gözaltında tutulduk. Yolu açtırıp 301 kardeşimizin mezarlığına kadar yürüdük. Fakat orada da beş gün mezarlıkla, foseptik çukuru arasına beş gün hapsedildik."
"Oyalanmaya tepkimizi gösterdik. Bir gece yarısı 100 maden işçisinin yaratıcı organizasyonuyla ablukayı yardık ve kendimizi Salihli Durasallı'ya attık.
"'Öyle mi Alay komutanı, vallahi de billahi de korkmuyoruz' sözü işte o haddini aşmış tehdide karşı gecenin karanlığını yarıp bütün ülkeye bir cesaret feneri olarak yayıldı. Gece saat 4.30 da gözaltına alındık. Suçlama bile yapılmadan serbest bırakıldık."
İşçiler neden yıllardır tazminatlarını alamıyor?
Maden işçilerinin tazminat mağduriyeti 2015 yılından bu yana zaman zaman TBMM gündemine geldi.
Somalı madencilerin tazminat hakları için Ankara'ya yürüme eylemi ise ilk olarak geçen yıl başlamıştı.
301 işçinin hayatının kaybettiği maden ocağından, faciadan sonra Uyar Madencilik ve Soma Maden İşletmeleri AŞ tarafından tazminatsız ve gerekçesiz bir şekilde işten çıkarılan yaklaşık 3 bin 500 madenci için başlayan yürüyüş haftalar sürmüş, bunu izleyen günlerde işçilerin bir kısmının tazminatlarının Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından karşılanmasını öngören torba yasa Temmuz 2020'de Meclis'ten geçmişti.
Ancak Uyar Madencilik çalışanı işçiler, rödovans sistemiyle çalıştıkları ve farklı bir sözleşmeye tabii oldukları gerekçesiyle bu yasanın kapsamı dışında tutuldu.
Bu sebeple 16 Temmuz 2020'de torba yasadaki değişikliğinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında sert tartışmalar yaşandı.
Komisyonda pek çok milletvekili, yasanın Uyar şirketinin mağdur ettiği madencileri kapsamayacak şekilde hazırlanmasına karşı çıktı.
Milletvekilleri Garo Paylan, Kamil Oktay Sındır, Süleyman Girgin, Ünal Demirtaş, Emine Gülizar Emecan, Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Cavit Arı ve Abdüllatif Şener yasa önerisinin Uyar Madencilik'i de kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini ve Somalı madencilerin bir kısmının değil, tamamının tazminat haklarının ödenmesi gerektiğini söyledi.
Vekiller, yasa maddesinin genişletilmesine dair bir önergeyi Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı'na verdi ancak önerge AKP'li komisyon üyelerinin oylarıyla reddedildi.
Reddedilen önergede, rödovans sözleşmesi çerçevesinde yeraltı maden işletmeciliği yapan şirketlere, kıdem tazminatı yükümlülüklerini karşılama yükümlülüğü getiriliyor ve ilgili kamu kurumu da bunu denetlemekle görevlendiriliyordu.
Böylece şirketler kıdem ve ihbar tazminatlarını ödeme yükümlülüğünü yerine getirilmediğinde rödovans sözleşmesi re'sen sonlanacak, ilgili kamu kurumları asıl işveren sayılacak ve alacaklı madenciler mağdur edilmeyecekti.
Teklif reddedildi
Tüm itirazlara rağmen değişiklik teklifleri reddedildi ve Uyar Madencilik'in tazminatlarını ödemediği madenciler yasadan faydalanamadı.
Komisyon toplantılarına o dönem Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı olan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan başkanlık etmiş ve Uyar Madencilik rödovans sistemiyle faaliyette olduğu için planlanan yasaya dahil edilemeyeceğini söylemişti.
Maden Yüksek Mühendisi olan ve iki dönem Karaman Milletvekilliği yapan Lütfi Elvan'ın, memleketi Ermenek'te faaliyet gösteren Uyar Madencilik şirketini koruduğu iddiaları da gündeme getirilmişti.
BBC Türkçe'ye konuşan ancak isminin gizli kalmasını isteyen kaynaklar Elvan'ın, milletvekilliği öncesinde iş ilişkileri kurduğunu söyledikleri Uyar ailesini korumak için komisyonda madencilerin karşısında tavır aldığını iddia etmişti.
Bu iddiaların doğru olup olmadığını sorduğumuz Lütfi Elvan ise Uyar ailesi ile iş ilişkisi içerisinde olduğu ve "şirketi koruduğu" iddialarını kesin bir dille yalanlamıştı.
Yorumlar (0)