ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde geçen 28 Aralık'ta kuyumcudan piyasa değeri 3,5 milyon lira olan 17 kilogram altını çalan soyguncuların, erittikleri altınları, İstanbul Kapalıçarşı'da 136 bin dolara sattıkları ortaya çıktı. 3'ü firari 9 soyguncunun külçe haline getirdikleri altınları satıp, parasını aldıkları güvenlik kamerası görüntüleriyle tespit edildi.
Antalya'nın Manavgat ilçesinde, 28 Aralık gecesi Arıkan Kuyumculuk'tan piyasa değeri 3,5 milyon lira olan 17 kilo altın ve takı çalındı. Olayın ardından yürütülen geniş çaplı soruşturma ve inceleme sonrası, güvenlik kamerası görüntülerinden tespit edilen 5 soyguncu yakalanarak, tutuklandı. Ukraynalı, Moldovalı, Bulgar ve Türk vatandaşlarının da aralarında yer aldığı 5'i tutuklu, 3'ü firari 9 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.
ZEMİN KATIN CAMINI KIRARAK GİRDİLER
Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüphelilerin geçen yıl 28 ve 29 Aralık tarihinde kuyumcu dükkanına, zemin katının camını kırarak girdikleri, çelik kasanın alt muhafaza kısmını spiralle keserek, 9 kilogram 22 ayar ve 8 kilogram 14 ayar olmak üzere toplam 3,5 milyon lira değerinde ziynet eşyasını çaldıkları anlatıldı.
İddianamede, güvenlik kameralarının incelenmesinden soygun olayını gerçekleştiren şüphelilerin, firari olarak aranan Alexander Ciuprinschii, İvan Dimitrov, Afanasi Hiora olduğu belirtildi. Soyguna karıştığı tespit edilen ancak soyadı belirlenemeyen 'İlluşa' adlı bir şüphelinin daha bulunduğu fakat bu kişiyle ilgili henüz işlem yapılmadığı kaydedildi. Ayrıca soygunun olduğu günlerde, iş yerinin çevresinde dolaşan kişinin Ankara Polis Kriminal Laboratuvarı Müdürlüğü'nden alınan rapora göre, şüpheli Hikmet Tören ile benzerlik gösterdiği anlatıldı.
KÜLÇE ALTINLARI VERİP, PARAYI ALDILAR
İddianamede şüpheliler Alexander Ciuprinschii, Serhii Nechaii ve Volodymyr Belichenko'nun geçen 9 ve 11 Ocak tarihlerinde şüpheli Hikmet Tören'e ait iş yerine geldikleri, ceplerinden çıkardıkları külçe altınları Tören'e verdikleri ve karşılığında aldıkları paraları yanlarında getirdikleri çantaya koyarak, iş yerinden ayrıldıkları, Tören'in de külçe altınları götürdüğü başka bir iş yerinde, has altına dönüştürdüğü anlatıldı.
153 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
İstanbul'da yakalanarak gözaltına alınan Serhii Nechaii ve Volodymyr Belichenko'nun kaldıkları evde yapılan aramada çelik kasa açmada kullanılan metal aparatlar, hassas terazi, boş altın sertifikaları, altın eritmede kullanılan eritme potası gibi suçta kullanılan malzemelerin ele geçirildiği belirtilen iddianamede, diğer sanıkların da şüphelilere yardımcı oldukları kaydedilerek, her birinin ayrı ayrı 6 yıl 9 ay 10 günden 17 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmaları talep edildi.
YARGILAMA BAŞLADI
Davanın görülmesine, dün Manavgat 6'ncı Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Hikmet Tören, Yılmaz Karaoğlu, Serhii Nechaii, Volodymyr Belichenko ve Elena Bria, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, sanık avukatlarıyla şikayetçi Ramazan Arıkan ve avukatı salonda yer aldı. Tutuksuz sanık Liuba Özkır ise duruşmaya katılmadı.Kimlik tespitinin ardından ifade veren sanık Serhii Nechaii, suç tarihinde Ukrayna'da olduğunu ve Alexander Ciuprinschii'nin isteği üzerine 9 Ocak'ta, Volodymyr Belichenko'yla birlikte İstanbul'a geldiğini söyledi. Soygundan haberi olmadığını iddia eden Serhii Nechaii, "Alexander beni bir altın işi olduğunu söyleyerek çağırdı. İstanbul'a geldiğimiz evde, 2- 3 gün kaldıktan sonra üçümüz birlikte Kapalıçarşı'da bulunan bir iş yerine giderek altınları bozdurduk, altınların miktarını bilmiyorum ama yaklaşık 130 bin dolar civarında bir parayı Alexander aldı. Ukrayna'da kimliğini bilmediğim kişilere vermek üzere bana ve Volodymyr'e 5'er bin dolar ile 2 tane telefon verdi" dedi.
Paraları ve telefonları aldıktan sonra bindikleri taksiden bir süre sonra Alexander Ciuprinschii'nin indiğini anlatan Nechaii, "Biz havalimanına vardık, uçak biletimizi aldık. Uçağın kalkmasına 3-4 saat vardı. Volodymyr'in eşinin istediği ilacı Aksaray'daki bir eczaneden almaya giderken bizi polisler yakaladı" dedi.
'UKRAYNA'DA İLAÇ YOK MU?'
Sanık Volodymyr Belichenko'nun benzer ifade vermesi üzerine hakim, "Ukrayna'da ilaç yok mu?" diye sordu. Bunun üzerine Belichenko, "Rusya ile Ukrayna arasında ilişkiler kötü olduğu için eşimin istediği ilacı almaya Aksaray'da bulunan Rus eczanesine gidiyorduk" karşılığını verdi.
'ALTINLARDAN SANA DA BİRAZ VERSELERDİ'
Sanık Elena Bria, ifadesinde kendisinin İstanbul'da bir kuyumcuda çalıştığını, Antalya'nın Kemer ilçesinde yaşayan annesinden, kuzeninin eşi olan Alexander Ciuprinschii'nin geldiğini öğrendiğini, TIR şoförlüğü yaptığını bildiği Alexander'in Antalya'ya mal almaya geldiğini sandığını anlattı. Elena Bria, "Birkaç gün sonra annem, haberlerde Antalya'da kuyumcu soygunu olduğunu duymuş. Beni aradı. Daha önceden Moldova'da Alexander'in hırsızlık yaptığını duyduğum için kendisiyle altınlardan konuştuk. Annemin evinde kalan Alexander'in bu süre içinde elektrik kullandığını ve annemin de ekonomik olarak zor durumda olduğunu bildiğim için 'Altınlardan sana da biraz verselerdi' diye konuştum" dedi.
'ALTINLARI ALDIM VE 136 BİN DOLARI ALEXANDER'E VERDİM'
Hikmet Tören ise sanıklardan tek tanıdığı Alexander Ciuprinschii'nin tarihini hatırlamadığı bir gün kendisinden altın bozdurmak için fiyat aldığını söyleyerek, "Yurt dışından yeni geldiğini söyleyerek, benim yanıma geldi. Altın satmak istediğini söyledi. Ben de külçe altınlarda İstanbul Borsası'nda faaliyet gösteren bir ayarevinden alınmış sertifikayı görünce altınları aldım ve 136 bin doları Alexander'e verdim. Bundan yaklaşık 2 hafta önce de küçük bir miktar altını bozdurmak için yanıma gelmişti" diye konuştu.
Sanık avukatları da müvekkillerinin suçla ilgili doğrudan bağlantısının tespit edilemediğini, bu nedenle tahliye edilmelerini istedi.
'BİRLİKTE HAREKET ETTİKLERİNİ DÜŞÜNÜYORUM'
Duruşmada ifade veren şikayetçi Ramazan Arıkan, sanıklardan Elena Bria'nın soygun olayından 3 ay önce iş yerine geldiğini söyledi. Arıkan, olay günü iş yerinin alarmının çalması üzerine polisi aradığını anlatarak, "Evimden kamera görüntülerini inceledim, ayrıca iş yerimin etrafı demir plakalarla kaplıdır. Ancak sanıklar iş yerinin altından girip soygunu gerçekleştirmiş. Ben bütün sanıkların iştirak halinde olduğunu düşünüyorum. Ayrıca kamera görüntüleri incelendiğinde bir kısım sanıklarla Hikmet Tören, müşteri-satıcı ilişkisinin dışında ayrı bir samimiyet göstermektedir. Birlikte hareket ettiklerini düşünüyorum. 3,5 milyon lira zararım var" diye konuştu.
'BU HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI'
Ramazan Arıkan'ın avukatı Mustafa Özer de sanık Elena Bria'nın birkaç defa iş yerine gelerek keşif yaptığını, diğer sanıkların da soygunu gerçekleştirdiklerini belirtti. Avukat Özer, "Sanıklardan Hikmet Tören, aylık gelirinin 4 bin lira olduğunu beyan etmesine rağmen, iki külçe altın için 136 bin dolarlık ödemeyi hemen yapmıştır. Bu hayatın olağan akışına aykırıdır. Sanıklar en üst hadden cezalandırılmalıdır" dedi.
SANIKLARDAN 2'Sİ TAHLİYE EDİLDİ
Hakim, sanıklardan Elena Bria ve Yılmaz Karaoğlu'nun tahliyesine, Serhii Nechaii, Volodymyr Belichenko ve Hikmet Tören'in tutukluluk halinin devamına, Alexander Ciuprinschii, İvan Dimitrov, Afanasi Hiora hakkındaki yakalama kararının sürdürülmesine ve sanık Liuba Özkır'ın talimatla ifadesinin alınmasına karar verdi. Duruşma dosyadaki eksiklerin giderilmesi için ertelendi.
'ALEXANDER'İN ÜSTÜNE SUÇ ATTILAR'
Duruşmanın ardından kuyumcu Ramazan Arıkan ve avukatı Mustafa Özer gazetecilere açıklama yaptı. Ramazan Arıkan, sanıkların bütün suçu Alexander Ciuprinschii'nin üzerine attığını belirterek, "Hepsinin tutuklanacağına kanaatim vardı. Sizin de dinlediğiniz gibi kaçak olan Alekxander'in üstüne suç attılar. Hepsinin ortak görüşü buydu. Kaçak olduğu için tek kaçar yolları buydu. Hakim beyin takdiridir. İkisini serbest bıraktı. Üç kişinin de tutukluluğuna karar verdi" dedi.
'BİZE 1 GRAM BİLE ALTIN DÖNÜŞÜ OLMADI'
Çalınan altınlarla ilgili bir gelişme olmadığını söyleyen Arıkan, "Suçluların üzerinde aşağı yukarı 320 bin civarında dolar ve Euro yakalanmış. O da adli kontrol amaçlı adliyenin yediemininde duruyor. Bize 1 gram bile altın dönüşü olmadı. İlerleyen zamanlar inşallah bize dönüşü olur" diye konuştu.
'KUYUMU SANKİ ALEXANDER'E BEN SOYDURMUŞUM'
Altınlar çalındığı zaman değerinin yaklaşık 3,5 milyon lira, bugün ise 4,5- 5 milyon lira civarında olduğunu söyleyen Arıkan, "Sanki Alekxander'e ben soydurmuşum gibi içerideki tutukluların hepsi Alexander'in üzerinden yürüdü. Bir, 'Ramazan Arıkan, Alexander'i tuttu kendi dükkanının soydurdu' demedikleri kaldı" dedi.
Avukat Mustafa Özer de "Bir an önce kararın çıkmasını istiyoruz. Biz de yapılması gereken işlemleri yapmak istiyoruz. Mahkemeye güvenimiz sonsuz. Bu duruşmada şu anda iki kişi tahliye oldu. Ağır adli kontrol sonuçlu. Diğer üç kişinin tutukluluğu devam ediyor. 17 Temmuz'da da büyük ihtimalle karar çıkacak" diye konuşt