AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, "Hakimlerin, avukatların tavrı, ne yaşam tarzına ne inanç tercihine ne de üye oldukları avukatlık barosuna göre değişmelidir. Türkiye bunları aşmalıdır." dedi.
Özkan, Mecliste, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
PARTİ BAROLARI SÖZ KONUSU MU?
Muhalefetin düzenlemeye ilişkin eleştirilerinin hatırlatılmasının ardından, "Çoklu baro sisteminde muhalefetin dile getirdiği gibi AK Partili ya da CHP'li barolar gibi bazı durumlar söz konusu olabilir mi?" sorusu üzerine Özkan, dünden bugüne Türkiye'deki demokratikleşme çalışmalarıyla ilgili yaptıkları her reformun, bu tür siyasallaşma tartışmalarını gündeme getirdiğini söyledi.
Özkan, "Hakimlerin, avukatların tavrı, ne yaşam tarzına ne inanç tercihine ne de üye oldukları avukatlık barosuna göre değişmelidir. Türkiye bunları aşmalıdır. Bunları geçmişte önümüze tez olarak getirenler yapılan reformlar karşısında haklı ve doğru noktada olmadıklarını görmüştür. Bu noktada da Türkiye, mesleğe odaklanmış, hukukun ve hukukçu kalitesini artırmaya dönük yeni barolarla, olması gerektiği gibi, Anayasa ve yasalarda yer alan usul ve esaslarla çalışan, daha etkin faaliyet gösteren barolarla kavuşmuş olacak." diye konuştu.
"Bu kadar baro başkanı karşı çıkarken neden bu düzenlemeye ihtiyaç duyuldu?" sorusu üzerine ise Özkan, şunları kaydetti:
"Burası milli iradenin tecelligahı TBMM'dir. Burada yapılacak bir yasal düzenlemeyle ilgili elbette bütün konunun tarafları görüşlerini sunar. Barolar, hukuk STK'leri, avukatlar, vatandaşlarımız, herkesin görüşü toparlanır ve en nihayetinde karar verilir. 130 binden fazla avukatın bulunduğu Türkiye'de acaba yürüyen barolar, kaç kişi geldi? Belki de 130 kişilerdi. Biz de onları izledik. Elbette onların yaptığı bu faaliyetleri ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü konusunda bir hak olarak bu taleplerini kamuoyuyla paylaşacaklar. Ancak biz, TBMM'de Türkiye Barolar Birliği temsilcileri, yönetimi ve barolardan 30 kişilik ekibi dinledik. Onların bu ziyaretlerinde yaptıkları öneri, teklif ve değerlendirmeler bağlamında bu paketin zenginleşmesi de söz konusu oldu. Elbette ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü olacak ancak bunların tamamı toparlandıktan sonra bizler parlamentoda da milli iradenin temsilcileri olarak, tüm siyasi parti grupları olarak milletten aldığımız yetkiyle bu noktada kararı vereceğiz. Bu karar da milletimiz adına, 83 milyonun menfaatine hukuk camiasının kalitesinin artırılmasına ve avukatların sorunlarının çözümüne inşallah katkı sağlayacaktır."
BAROLAR BİRLİĞİ YÖNETİMİNİN SEÇİLMESİ
Özkan, bir başka soru üzerine, barolar birliği seçimlerinin, çift yıllarda baroların seçiminin ardından tek yıllarda 4 yılda bir olmak şartıyla mayıs ayında yapıldığını hatırlatarak, buna şimdi bir düzen getireceklerini söyledi.
Tek yılda ve çift yıllarda baroların genel kurullarının yapılmasının bazı handikaplara neden olduğunu ifade eden Özkan, seçimlerin bir şekilde manipüle edilmemesi hem de demokratik bir temsilin sağlanması noktasında çift yılların ekim ayında baroların genel kurulunu yapacağını ve aralık ayında ise seçim yapan baroların gönderdiği delegelerle Türkiye Barolar Birliği yönetiminin belirleneceğini söyledi.
"SİYASİ PARTİ GRUPLARINI DA ZİYARET ETTİK"
AK Parti Grup Başkanvekili Özkan, "Komisyon aşamasında muhalefetin önerileri olursa dikkate alır mısınız?" sorusu üzerine, "Bugüne kadar ne kadar tartışmalı yasa olursa olsun, parlamentoya geldikten sonra komisyonlarda ve Genel Kurulda değişik siyasi partilerle müzakere etmek suretiyle pek çok kez değişikliğe uğrayabiliyor." dedi.
Kendilerinin, demokratik katılım kapsamında değişik siyasi parti gruplarını da ziyaret ettiklerini, onların görüşlerini de alarak not ettiklerini dile getiren Özkan, paketin bu kapsamda zenginleşmesini sağladıklarını belirtti.
Baroların kuruluşu, Türkiye Barolar Birliği delegasyonu, CMK, adli yardım, çocuk hakları, il hakem heyetleri ile avukatlar ve baroların temsiliyle ilgili düzenlemeleri, muhalefetin görüşlerini de alarak gözden geçirdiklerini, tetkikleri yaptıklarını aktaran Özkan, katkı sağlayacak görüş, düşünce ve önerilere her zaman açık olduklarını vurguladı.
Özkan, teklifin görüşmeleri için Meclis takviminin yeterli olup olmayacağına ilişkin soruya ise "Meclis çalışmalarına İçtüzük çerçevesinde ara vermeden önce yalnızca Avukatlık Kanunu'na ilişkin teklifi değil, diğer teklifleri de görüşerek tamamlamayı planlıyoruz." karşılığını verdi.
AVUKATLARA KIYAFET ÖZGÜRLÜĞÜ
Avukatların kılık ve kıyafeti konusundaki düzenlemenin detayının sorulması üzerine Özkan, Avukatlık Kanunu'nun 49. maddesinin cübbe zorunluluğu getirdiğine işaret etti.
Bu noktada daha önce Barolar Birliğinin ve baroların hazırladığı bazı yönetmelikler olduğunu hatırlatan Özkan, şöyle devam etti:
"Bu yönetmelikler kapsamında geçmişte maalesef avukatlar eteği, başörtüsü, yaşam tarzı, tercihi nedeniyle bazen hakimlerin, savcıların bazen de baroların lincine tabi tutuluyordu. Bunun mağduru özellikle kadın avukatlar oluyordu. Biz de dünyada evrensel anlamda var olan düzenleme neyse, demokratik anlamda bize katkı sağlayacak neyse insan hak ve özgürlükleri, mesleki haklar neyi gerektiriyorsa bunu yapalım dedik. Cübbeyi giydiği zaman cübbenin altında ne var ne yok, ne giymiş bu kimi ilgilendirir? Kimseyi. Bunun için cübbe giyme zorunluluğu baki kalmak üzere avukatların kılık kıyafetleriyle ekstra farklı, yaşam tarzını, düşüncesini, dünya görüşünü, inancını tehdit eder tarzda buna benzer tehditler, baskılar artık olmasın anlayışıyla düzenleme yapıyoruz. Bunun dışında bir kıyafet zorunluğu getirmiyoruz. Bunları engelliyoruz."
"CMK AVUKATLIĞIYLA İLGİLİ HİÇ KİMSE ENDİŞE ETMESİN"
Özkan, CMK avukatlığıyla ilgili soruyu yanıtlarken, CMK atamaları, görevlendirmelerinin bölge bölge yapıldığını, her bölgenin oradaki temsilcisini seçimle getirdiğini hatırlattı. Özkan, "CMK atamalarıyla ilgili bir sorun yoktur. Bunun altını çizelim. Objektif kriterlere göre CMK atamasında görevlendirme talep eden bütün avukatlara belirli bir tertip ve düzen içinde, belirli sıraya göre atamalar yapılmaktadır. Özellikle büyükşehirlerde farklı baroların kurulacak olması CMK atamalarında bir farklılığa neden olmayacak." diye konuştu.
Cahit Özkan, "AK Parti barosu, CHP barosu, yeşiller barosu gibi eleştiriler var. Bunun yargı sistemini zedeleyeceği söyleniyor. Siz böyle bir kaygı taşımıyor musunuz?" sorusu üzerine, kimsenin, bazı gerçekleri bilmiyormuş gibi hareket etmemesi gerektiğini belirtti.
Özkan, şöyle devam etti:
"Acaba bugün İstanbul, Ankara ve İzmir baroları başta olmak üzere baro başkanları siyaset yaparken onların bu siyasi tavırları yargıyla ilgili münasebetlerinde bir olumsuzluğa neden olmuyor mu? Bu yeni barolar olacaksa bunlarda da oluyor olması lazım. Çünkü netice itibarıyla siyasi tavrı net olan ve özellikle bahsi geçen baroların inanç özgürlüğünden medeniyet değerlerimize ve özellikle farklı tartışmalı konularda Türkiye'nin maalesef doğrudan ve sadece siyasetinin gündemine giren konularda görüş beyan ediyor olmaları açıkçası bence yargı-baro ilişkisini en çok zedeleyen hadiselerdir."
Özkan, 2 bin avukatın, bir araya gelmek suretiyle baro kurabileceğine dikkati çekerek, "Bu ne demek? Türkiye'de an itibarıyla 72 barodan büyük bir baro olacak. Soruyorum, 2 bin kişi acaba siyaset için mi gelir yoksa mesleki bir kaygıyla mı gelir? İstanbul, Ankara ve İzmir barolarında yüzde 40-45 oranında avukatlar sandığa dahi gitmiyorsa, baroyla ilişkileri yalnızca faaliyet belgesi almak, disiplin soruşturması muhatabı olmak ve yargılanmak... Bunun dışında da hiçbir amaç için barolara gitmiyorsa acaba bir avukat için baro ne anlama gelmektedir?" diye konuştu.
YENİ AVUKATLARIN EĞİTİMİ
Yeni kurulacak baroların, özellikle stajın ilk gününden itibaren genç avukatlarla, stajyerlerle, onların eğitimiyle ilgileneceğini, onların gerekli donanıma sahip olarak mesleğe kabulünü sağlayacaklarını vurgulayan Özkan, şunları söyledi:
"50 yıl önce avukat olan bir meslektaşımız bugünden katbekat fazla daha kaliteli staj geçirebiliyordu ancak bugün öyle değil. Bugün neredeyse ayda bazı illerde 200-300 tane yeni avukat mesleğe giriyor. 200 avukatın, genç stajyerin aylık olarak eğitimini nasıl bir baro yapabilir?
50 bin nüfuslu bir şehri düşünün. Oranın belediye başkanı dahi 50 bin vatandaşın oturduğu şehri tanımayabilir. Şimdi baroda pek çok görevlerle donatılmış ve doğrudan mesleki anlamda faaliyetleri yapmak üzere görevleri olan ve her bir avukatın gündelik hayatına etkisi olacak barolar, bunu ne kadar yerine getirebilir? 50 bin üye, bir baro yönetimi ve baronun teşkilatıyla, stajyer, avukat, meslek içi eğitim, hukuk kalitesi ve hukuk disiplini noktasında çalışma yürütemedikleri bir vakıadır."
Hukuk camiasının, bu noktada bir reform yapılması gereği ve zorunluluğunu ifade ettiğini dile getiren Özkan, "Ancak 'Yapılması gerekir.' konusunda herkes mutabıkken nasıl bir düzenleme yapılması konusunda farklı görüşler var. Biz de bu görüşlerin hepsini masaya yatırdık, değerlendirdik ve bu kanun teklifini hazırladık. İnşallah dünya ölçeğinde yaptığımız analizler, mukayeseli hukukta yaptığımız değerlendirmeler çerçevesinde hukuk camiamızın ihtiyaç duyduğu bütün gerekleri karşılayacağına yürekten inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.