İki Türk bilim insanı Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin'in kurucusu olduğu BioNTech ile Pfizer işbirliğinde geliştirilen corona aşısı tüm dünyanın gündemine oturdu. Corona virüsü salgınında ‘önemli başarı’ olarak görülen aşı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan uzmanlar ise aşı bulunsa da ‘pandeminin kısa sürede sona ereceği’ algısının yanlış olduğunu vurguluyor.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, BioNtech’in geliştirdiği aşının önemli bir gelişme olduğunu ancak bu haberin yanlış algılandığına vurgu yaptı.
“AŞI YAPTIRANLAR MASKE TAKMAYA DEVAM EDECEK”
Prof. Dr. Ceyhan konu ile ilgili şunları söyledi:
Halk bu haberi yanlış algıladı. Bu haberle birlikte havayolu şirketlerinin hisseleri yükseldi. Çünkü sanıldı ki bu aşıyı yaptırdıktan sonra bütün kısıtlamalar kalkacak, artık maskesiz ve mesafesiz günlük hayat devam edecek, seyahatler yapılabilecek. Böyle bir şey yok. Bunun mümkün olması için aşının yüzde 100 koruyucu olması lazım. Ayrıca bu aşıyı olanların corona virüsünü başkalarına bulaştırma ihtimalleri de olabilir. Bu konuda bir veri henüz yok. Yani bu aşıyı yaptıranlar da toplumsal bağışıklık gerçekleşinceye kadar maskeli olarak yaşayacaklar ve kısıtlamalar devam edecek. Hayatımızda önemli bir değişiklik olmayacak.
BioNtech’in geliştirdiği aşıdaki yüzde 90 koruyuculuk konusu ile ilgili de konuşan Prof. Dr. Ceyhan, bunun sadece 1 haftalık gözlemin sonucu olduğunu ancak bu sürenin yeterli olmadığını söyledi. “Bir aşının güvenilirliği için birkaç ay geçmesi gerekiyor.” şeklinde konuşan Ceyhan, bilimsel olarak 1 yıl koruma sağladığı yönündeki açıklamalar için de erken olduğu açıklamasını yaptı.
SALGININ BİTMESİ İÇİN YÜZDE 60’IN BAĞIŞIK HALE GELMESİ LAZIM
Ceyhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
*Burada yanlış anlaşılan şey şu oldu; dediğim gibi insanlar aşıyı yaptırınca önlemsiz bir hayata geri dönüleceğini sandı. Ancak unutulmamalı ki kısıtlamalar ve bireysel önlemler, maske ve mesafe önlemi aşı bulunsa da devam edecek.
*Çünkü bir salgının kontrol altına alınabilmesi için o toplumun yüzde 60’ının hastalığı geçirerek bağışık hale gelmesi gerekiyor. Bu teorik olarak mümkün ancak pratikte mümkün değil; tarihte de hiçbir salgında görülmemiştir. Zaten hastalığı ikinci kez geçirenler yeni yeni rapor ediliyor.
“SALGINLA MÜCADELEDE SABRETMEK ÇOK ÖNEMLİ”
*Eğer yüzde 90 koruyuculuğu olan bir aşı Türkiye’nin yüzde 66’sına yapılırsa o zaman gerçek bir salgın kontrolünden bahsedebiliriz. Bunun için de yani aşı ile bu işin kontrol edilebilmesi için gereken süre 1,5-2 senedir. Ancak bu sürede yeterli aşı üretilebilir ve dağıtılabilir.
*Salgınla mücadelede sabretmek çok önemlidir. Şu an elimizde olan tek şey bireysel önlemlerimizdir. Zaten bu aşının Türkiye’ye gelmesi, BioNtech ile değil Pfizer ile yapılan anlaşmaya bağlı. Henüz böyle bir anlaşma da benim bildiğim kadarıyla yapılmadı.
“GERÇEKÇİ OLMAMIZ LAZIM”
FOX TV’de konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ise dünyada büyük heyecan yaratan aşının özellikle Türkiye'deki uygulamasına ilişkin önemli tespitlerini açıkladı.
BioNTech'in geliştirdiği aşıya çok sevindiklerini ve bunun çok güzel bir haber olduğunu vurgulayan Prof. Şenol, bir yandan da “Gerçekçi olmamız lazım” diyerek şunları kaydetti:
60 MİLYON DOZ GEREKLİ
“Etkili olabilmek için nüfusun yüzde 30-40'ına ulaşmak gerekiyor. Yani 30 milyon insan… Bunu iki dozla çarpın 60 milyon eder. Dolayısıyla öncelikli gruplar belirlemem gerekiyor; sağlıkçı, 65 yaş üstü, öğretmen, işçi yaptırsın diyeceğim… Bu, pandemiyi bitirecek mi? Hayır. Çünkü, istediğim o yüzde 30-40'a ulaşamadım.
ENFEKSİYONU ÖNLÜYOR MU?
“Aşının çıkardığı sonuç bana şunu söylüyor: Hastalığı önlüyor. Ama enfeksiyonu önleyip önlemediğini bilmiyorum. Yani ben aşılıyım, çok sağlıklıyım ama size bulaştırıp bulaştırmadığımı bilmiyorum.” şeklinde konuşan Prof. Dr. Şenol da aşı için 1-2 yıl beklemek gerektiğini söylüyor.
“BU HASTALIĞI BERTARAF EDEMEYECEĞİZ”
Pandeminin biteceği tarih ile ilgili gerçekçi olunması gerektiğinin altını çizen Şenol, “Önümüzdeki 2 yılın sonunda bir şey olacak. Kartlar yeniden dağıtılacak. Ama bu kış değil, bu bahar değil. Yani pandemiyi bitirecek aşı başka bir şey, pandemide aşılara yol açacak aşı başka bir şey. Yani yakın bir projeksiyon koyamıyoruz. Gerçekçilik de bunu gerektirir.” şeklinde konuştu.Prof. Dr. Şenol, mühendislik açısından da önemli gelişmelerin olduğunu, antiviral yüzeyleri sağlayabilecek bazı ilaç gelişmelerinin, hızlı testlerin geliştirildiğini belirterek daha önce de bu metodolojilerin hepsini kullanarak Hepatit gibi, Ebola gibi AIDS gibi hastalıklarla yaşanılabilir hale gelindiğini anca bertaraf edilmediğini söyledi. Şenol, corona virüsünün de bertaraf edilemeyeceğini vurgulayarak bu hastalıkla yaşanılabilir hale gelmenin hedeflendiğini söyledi.
Prof. Dr. Şenol son olarak şunları söyledi:
“YÖNÜMÜZÜ BİLİME VE KAMUSAL ÖNLEMLERE ÇEVİRMELİYİZ”
Parola şu; biz serbest dolaşımda olan bu virüsü bulaşma hızını yüzde 60 azaltmazsak ne aşıdan, ne yeni bir testten ne de yeni bir ilaçtan fayda göremeyecek hale geliriz. Bütün dünya bu yüzden kamusal önlemlere döndü. Bizim de yönümüzü bilime ve kamusal önlemlere çevirmemiz lazım.