Corona virüsü salgını nedeniyle yüz yüze eğitime ara vermesinin üzerinden dokuz aydan fazla bir zaman geçti. Bu süreçte öğrenciler okullarından, arkadaşlarından ve öğretmenlerinden uzak kaldı. Evlerinde çevrimiçi dersler için gereken imkânlara sahip olanlar derslere katılabilirken maddi durumu buna elverişli olmayanların eğitim hayatı sekteye uğradı.
Eskişehir'de yaşayan Demir ailesi, bulundukları yerde internet altyapısı olmaması ve çocukların derse girebileceği teknolojik aletlerin bulunmaması nedeniyle dokuz aydır ders göremiyor. Alpu ilçesinde bulunan aile, Bozan Mahallesi'nin merkezine beş kilometre uzaklıkta yaşıyor. Çobanlık yapan baba Halil Demir, “Çocuklarım derslerinden mahrum kalıyor, tek isteğim onların okuması” diyerek yetkililerden yardım istiyor.
“ARKADAŞLARIMDAN GERİ KALIYORUM”
Demir ailesinin 5 çocuğundan 4’ü okul çağında. Alpu Bozan Veli Topçu Ortaokulu ve Bozan Bey İlkokulu’nda birinci, üçüncü ve sekizinci sınıf öğrencileri olan Demir ailesinin fertleri, yüz yüze eğitime ara verildiği günden beri mağduriyet yaşıyor. Ailenin en büyük çocuğu olan 14 yaşındaki İsmail Demir, normal hayatı özlediğini belirterek şunları söyledi:
* İnternet olmadığı için canlı derse giremiyoruz, tablet veya bilgisayar da yok. O yüzden okullar kapandığından beri canlı derse katılamıyoruz. Yetkililerden yardım istiyorum.
* Pandemiden önce de zor şartlar altında okula gidiyorduk ama bir şekilde idare ediyorduk. Şimdiyse arkadaşlarımdan geri kalıyorum. Onlar canlı derse katılırken ben katılamıyorum. Devlet görevlilerinden bizimle ilgilenmelerini bekliyoruz.
“ÖĞRETMENİMLE HİÇ GÖREŞEMEDİM”
Üçüncü sınıfa giden 8 yaşındaki Arafat Demir ise okuluna büyük bir hasret duyduğun aktardı. Arkadaşlarını çok özlediğini belirten Arafat Demir, “Arkadaşlarım canlı derslere giriyorlar ama internetimiz olmadığı için ben giremiyorum. Öğretmenimle okullara ara verildiğinden beri görüşemedim, onu da özledim. En çok hayat bilgisi dersini seviyordum, onda daha başarılıydım. Artık her şey düzelsin istiyorum” şeklinde konuştu.
ZEHRANIN EĞİTİM HAYATI 10 GÜNDEN İBARET
Birinci sınıf öğrencisi olan Zehra Demir, babasının söylediğine göre heyecanlı bir şekilde okul hayatına başlasa da okulun ne demek olduğunu anlayamadan eve kapanmak zorunda kaldı. Yedi yaşındaki Zehra, pandemiden önce okula sadece on gün gitti. Daha sonra okullar kapanınca bir daha ders göremedi. Canlı derslere katılamadığını aktaran Zehra, “Tabletimiz yok, internetimiz yok, merkezden biraz uzağız. Babam çalıştığı için burada kalmak zorundayız. Öğretmenimi ve arkadaşlarımı çok özledim. Türkçe dersini sevmiştim. Şimdi bazen babam yardım ediyor derslerime, onunla okuma yazma öğrenmeye çalışıyorum” diyerek içinde bulunduğu durumu anlattı.
“ÇOCUKLARIMIN EĞİTİMİNİN AKSAMASI BENİ ÇOK ÜZÜYOR”
Ailenin babası Halil Demir, şu an bulunduğu yerde beş yıldır çobanlık yapıyor. Çevrim içi eğitime geçildiğinden beri çocuklarının zor durumda kaldığını kaydeden Demir, pek çok yere başvurduğunu fakat sorunlarını çözen bir gelişme yaşanmadığını belirtti.
Halil Demir şunları söyledi:
* İnternet altyapımız yok. Çocuklar okullar kapandığından beri canlı derslere hiç giremedi. Üç tane öğrenci okutmaya çalışıyorum. Birinci, üçüncü ve sekizinci sınıfa gidiyorlar.
* Kime başvuru yaptıysam ‘tamam' dediler ama icraat yok. Cumhurbaşkanlığı hattını aradım, Ankara Milli Eğitim'i iki üç sefer aradım. Millî Eğitim Bakanlığı'nı son aradığımda bana ‘Alpu İlçe Milli Eğitim'de tablet bilgisayar olmadığı için hiçbir şey yapamıyoruz. Eğer gelirse o zaman verebiliriz' dediler.
* Yani Millî Eğitim buraya henüz tablet dağıtmamış. Ama benim çocuklarım zor durumda, hiçbir canlı derse giremiyor. Bir tek benim telefonum var, ben de çalışıyorum. Sabah erkenden çıksam öğlen üçe kadar gelemiyorum.
* Tablet veya bilgisayarımız ve internet altyapımız olmadığı için çocuklar derslerinden mahrum kalıyorlar. Evlatlarımın eğitimlerinin aksaması beni çok üzüyor. Yetkililerin, çocuklarımın eğitimini sürdürebilmeleri için yardım etmesini istiyorum.