Bulunan midyeler su borusuna koloni oluşturulmuş bir şekilde bir balıkçı ağına takılı halde görüldü. Balıkçı ağının içerisinde istiridye, midye, deniz kabukları ve yengeç olduğu gözlendi. Mehmet Gökoğlu, “Doğayı tüketiyor. Biyolojik bir kirlilik bu. Akdeniz ekosistemini değiştirmeyi amaçlayan canlılar bunlar” dedi.
Bugün sabah saatlerinde ekibi ile birlikte Konyaaltı Sahilinde dalış yapan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Su alım ünitelerinin borularına takılı bir ağ gördü. Ağı eline alan Gökoğlu, ilginç bir manzara ile karşılaştı. Ağın içerisinde Kızıldeniz göçmeni midyeler, istiridyeler ve yengeçler vardı. Bu tür midyelerin daha önce Akdeniz’de olmadığını belirten Gökoğlu, son 10 yıldır popülasyonlarında ciddi bir artış olduğuna vurgu yaparken bu olayın deniz ekosistemine büyük zarar verdiğini söyledi. Ağı uzun uğraşlar sonucu yapıştığı yerden çıkartan Gökoğlu, denizde kaldığı sürüce avcılığa devam edip birçok canlının ölmesine sebebiyet vereceğini söyledi. Gökoğlu, ayrıca bu midyenin yemesinde bir sakınca olmadığını, ekonomik açıdan değerlendirebileceğine vurgu yaptı.
“Bu borulara Kızıldeniz göçmeni istiridye ve midyeler yapışmış”
Borulara Kızıldeniz göçmeni istiridye ve midyelerin yapıştığını söyleyen Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, “Bugün Şubat ayının içerisindeyiz. Hava çok güzel Antalya’da. Biz de sabah bu durumu değerlendirmek istedik. Bulunduğumuz yer Konyaaltı Deniz Akvaryumunun hemen önündeki sahil. Önümüzde deniz akvaryumunun uzanan boruları var. Su alım ünitelerinin boruları. Bu borulara Kızıldeniz göçmeni istiridye ve midyeler yapışmış. Bir balıkçıda gelip bunun üzerine ağ atmış. Ağ olduğu gibi istiridye ve midyeye dolanıyor ve balıkçı bunu alamıyor. Koparmak durumunda kalıyor. Dolayısıyla bu ağ orada kalıyor. Ağ üzerinde yengeçler var” diye konuştu.
“Bu midyeler, bir yere tutunup yaşayan canlılar”
Ağı çok zor bir şekilde aldıklarını söyleyen Gökoğlu, “Ağ üzerinde gördüğümüz tür, Kızıldeniz göçmeni chama pacifica dediğimiz midye türü. Bunlar daha önce Akdeniz’de yoktu. Son 10 yıldır popülasyonunda hızlı bir artış oldu. Kıyılardaki kayalarda, borularda, sert yerlerde yapışmış vaziyette bulunuyorlar. Bu midyeler, bir yere tutunup yaşayan canlılar. Balıkçı ağı, misinası takıldığında bunlarda kalıyor. Şuan elimde olanda yepyeni kalan bir ağ. Hayalet ağ görevini görüyor. Üzerinde, midye, istiridye, yengeç var. Kaldığı süre içerisinde de bu suyun altında avcılığa devam ediyor. Üzerine takılanlar ölüyor, onları yemeye gelen canlılarda takılıp ölüyor. Doğayı tüketiyor. Biyolojik bir kirlilik bu. Akdeniz ekosistemini değiştirmeyi amaçlayan canlılar bunlar. Değişen canlılardan biri chama pacifica. Yine bunun yanında istiridyeler var. Bunlar, balıkçı ağlarına da zarar veriyor. Biz bunu borudan asılarak zorla kopardık” şeklinde konuştu.
“Kızıldeniz göçmenlerinin verdiği zararı göstermek istedik”
Balıkçıların ekosistemi eskisi gibi zannetmemesi gerektiğine vurgu yapan Gökoğlu, “Balıkçılar ekosistemi eskisi gibi zannediyor. Denize gelip ağını atıyor ama ortamda bu tür canlılar var. Orijinal Akdeniz ekosisteminde bunlar yok. Dolayısıyla, kayanın üzerine de balıkçı ağını atıyordu eskiden. Şimdi artık kayalarda bu canlılardan olduğu için balıkçı ağını yolarak alıyor. Balıkçının hem ağına zarar veriyor hem de denizde ekosisteme zarar veriyor. Kızıldeniz göçmenlerinin verdiği zararı göstermek istedik. Bu midyenin henüz Türkiye’de toplanıp eti yenmiyor. Bilen birkaç insan topluyor. Diğer midyelerden çok farklı. Üzeri dikenli. Ağ direkt dikenine takılıyor. Kalın sert bir yapısı var. Birden koloni oluşturuyor. Eti normal bildiğimiz midyeden daha fazla. Ekonomik olarak değerlendirilebilir” ifadelerini kullandı.