"Deliller Kurgulanmış, Somut Olgu Yok"
İtiraz dilekçesinde, ceza soruşturmalarının temel ilkesinin somut olgulara dayanması gerektiği vurgulanarak, “İmamoğlu’na yöneltilen rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, kişisel verilerin ele geçirilmesi gibi suçlamaların hiçbirinde tarih, yer, kişi ve fiil bilgileri net değildir. İsnatlar somut değil, soyut ve temelsizdir” denildi.
"Tanık Beyanları Yorum İçeriyor"
Avukatlar, 46 sorunun 31’inin tanık ifadelerine dayandığını, bunların 17’sinin kimliği gizli tanıklardan geldiğini ve ifadelerin çoğunun şahsi yorumlara dayandığını belirtti. “Tanıklar ‘duydum’, ‘öyle söylendi’, ‘bilmiyorum ama olabilir’ gibi ifadeler kullanmış, bu da anlatımların kanıt niteliğini zayıflatmıştır” ifadelerine yer verildi.
"MASAK Raporları Yetersiz ve Hatalı"
İtirazda, tutuklamaya gerekçe gösterilen üç MASAK raporunun İmamoğlu gözaltına alınmadan önce hazırlandığı, ancak içeriklerinde yalnızca banka hareketleri ve malvarlıkları gibi tespitlerin bulunduğu, herhangi bir hukuki değerlendirme içermediği aktarıldı. Raporlardaki maddi hatalara da dikkat çekildi.
“Tutuklama Gerekçesi: Kaçabilir”
Dilekçede en dikkat çeken ifadelerden biri, “Tutuklama gerekçeleri içinde turpun büyüğü Ekrem İmamoğlu’nun 'kaçma ve saklanma ihtimali'dir” cümlesi oldu. Avukatlar, böyle bir gerekçenin siyasi saiklerle hareket edildiğinin göstergesi olduğunu ifade ederek, İmamoğlu’nun Türkiye’nin en güçlü cumhurbaşkanı adaylarından biri olduğunun altı çizildi.
"Tahliye Edilsin, İtirazen İnceleme Yapılsın"
Son olarak dilekçede, hukuka aykırı yürütülen soruşturma neticesinde alınan tutuklama kararının kaldırılması ve İmamoğlu’nun tahliyesine karar verilmesi talep edildi. Hukuksuzlukta ısrar edilmesi halinde ise dosyanın Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yeniden incelenmesi istendi.
(KAYNAK:ANKA)